26 Temmuz 2016 Salı

Bölüm XII : Varto Halkının Konuştukları Dil, Erkek, Kadın ve Soyadları






Kitabımızın yukarı bölümlerinde açıkladığımız gibi, Varto’da oturan halkın bir kısmı Yavuz Sultan Selim tarafından Anadolu’dan doğuya kaldırılan yakın çağ Türklerinden olan Cibranlı aşireti ve diğer kısmı da Harzem Türklerinden olan Hormek ve Lolan Alevileridir. Yine kitabımızın birçok yerlerinde tesbit ettiğimiz gibi bu her iki kabile de Yavuz Sultan Selim’den sonra öz Türkçe dillerini, doğudaki Kurt-baba ve Dümbeli Dağlı Türklerin o çağda konuştukları Kormançi ve Zazaca ile karıştırmış ve bugün fazlası Türkçe olan bir Zaza ve Kormançi dil halitesiyle konuşmuşlardır.


Hormekliler Horasan’dan Erzincan’a ve oradan Dersim’e sığınarak 835-1419 yılına kadar Türkçe ve ondan sonra Zazaca konuşmağa başlamış ve Dördüncü Sultan Murat devrinde H.1044 de Varto ve Kiği bölgelerine yayılmışlardır. Bu halk, bugün Varto Üstünkran bucağının, Caneseran, Kasman, Civarik, Badan, Hamu, Tatan, Danzig, Rakasan, Sofyan, Şaman, Şorik, Muskan, Haşhaş, Harik, Zengel, Mengel, Kuzi, Ameran, Büyük ve Küçük Üstükran, Çorşan köylerinde ve Karlıova’nın, Y.Şorik, Çiftlik, Kamişan köylerinde ve Kiği, Kârir bölgesinin Darahi, Hırçık, Kurdan, Maskan, Kürikân, Pircan, Sağıyan, Şirnan, Yekmal, Teymurtaş, Ağbinek, Çerne köylerinde ve Pilümer ilçesinin, Karagöl ve Tervan’ın Yukarı Ağuşen, Göller, hölenk köylerinde ve Erzincan’ın Silepür bucağının Büyükköy, Dalav, Şavşek köylerinde, Refahiye ilçesinin Gavur-yurdu, Halitler, Eski-konak köylerinde ve Nazmiye’nin Civarik, Balık, Hormek, köyleriyle Hınıs ilçesinin Koşan, Suvaran, Kolink, Harabe, Karamolla köylerinde ve Göle ilçesinin Konduk ve Gülistan köylerinde oturmaktadırlar. Bu halkın Varto ve Kiği’de bulunanları Zazaca ve Kars, Refahiye ve Kuruçay’da olanları Kormanci ile konuşurlardı.


Yukarıda geçen fasıllarda kısmen belirttiğimiz gibi, herhangi bir milletin ana dili olmayan Zaza ve Kürtçenin tetkikinde, bu dillerin aslen Türkçeden kopmuş ve sonradan Zint, Kildani, Farisi, Ermeni ve Arapçadan yığılmış bir dil ve söz yığını olduğu anlaşılmaktadır. Ari ve Midyalalı lehçelerden başlıyarak Türk ve İran dilinin karışık bir halitesi olan bu dil hakkında tarihler kati bir fikir yürütmemişlerdi. Bazıları bu dilin milattan önce İran serhatlerinde yaşıyan Turani bir kavme ait olduğunu iddia etmiş ve buna Çeçen, Çerkes, Legi dillerini misal göstermişlerdir. Fakat biz bugün bu dillerin konuşmasına bakarak ve kelimelerini tartarak bunun asılsız ve hiçbir milletin malı olmayan ve çeşit milletlerin dillerine karışarak aslından Türkçe olan bir dil olduğunu görüyor ve biliyoruz.


Bu konu üzerinde tetkikler yapan Kadri Kemal Kop, eserinde; Zazaların kaçar Türklerinden olarak İran’dan geldiklerini ve Zaza dili yüzde altmışının öz Türkçe olduğunu ve Zaza kelimesinin Türkçede dil anlamına geldiğini hülâsa ederek diyor ki:


“Kürtçe konuşanların maksatlarını ifade ederken en çok Türkçeden istiâne vehemen aynı kelimeleri tekrar ettikleri – dikkat olunmasa bile – derhal fark olunur.”


Satlık, sat, salık, kalınğ, sanık, tanık, yanık, çalık, kaşmer, kışağı, karaç, kançık, katık, kahpe, kop, koşma, kat, kab, kaz, kurnaz, kavaz, kayış, sağdiç, dal, dalda, dalav, damar, demli, dönek, maskara, üskere, tencere, tekere, çor, şor, bor, çeper, çığır, çığ, dernek, örnek, merek, tezek, ipek, kelek, pertek, terek, ölçek, çuval, çavdar, ambar, boz, koz, söz, bora, hora, pun, bum, pümpar, biçim, içim, segiç, seçim, sorgu, burgu, sürgü, suna, turna, güvercin, öredek, gerdek, melek, şepe, lape, berân, derman, yaman, sülük, şar, bar, kent, gedik, hedik, cirit, cil, çil, çimen gibi ve bunlara benzer yüzlerce söz.


Bu halk tanzimat devrinden beri okuma ve medeniyete atılmış ve milli bütünlüğe doğru ilerlemiş, Cumhuriyet devrinde Erzurum, Kiği, Muş ve Elazığ mekteplerinde yüzlerce genç okutmuş ve yetiştirmiştir. 1928 yılında bu halkın bütün köylerinde millet mekteplerine giden yüzlerce vatandaş okuyup yazmayı öğrenmiştir. Bu halkın aydın tabakası ocakları başında ana dil olarak Türkçe ile konuşur ve halkı tenvire çalışmaktadırlar. Yurtlarını ve milletlerini sevdiklerini hararetle söyliyen bu halkın, Varto ve doğu illerindeki Türk neslinin yakın bir süre içinde kendi asaletlerine ve Türk ırkına yakışmayan bu anlaşılmaz dilleri söküp atacaklarını ve ocakları başında eski dilleri olan Türkçe ile konuşarak asırlar önce yapılan bu hatayı düzelteceklerini ümit etmekteyiz.


Türk oğlunun ileride milli birlik ve bütünlükten ayrılmak acısını görmemesi, milli inanından halis kan ve ırkından şüphelenmemesi için Türkçe konuşması şarttır. Bu şart, İslam dinindeki şartlar kadar ve bir Türk için daha üstün bir farzdır.


Varto’da oturan bütün kabileler arasında pek çok eski Türk adları vardır. En çok aşiret boylarında bu adlar görülür. Mesela: Cibranlilerde, torunu, Sincar, Teymur boyları; Lolanlılarda Kaçar, Kacer, Kimsoranda, Karece, Memiş boyları; Hormeklide Karayakup, Pircan-Pircem, Alhas, Zorteymur, Baluşağı, Arslan, Gedik ve Fereşat boyları gibi.



Bugün hâlâ bu halk arasında: Bali, Muşali, Kara-Ali, Gedik, Suli, Levent, Doğan, Keleş, Memiş, Dursun, Tosun, Kurt, Yiğit, Aynal, Aslan, Tek, Koç, Durmuş, Teymur, Karaca, Çenem, Kılıç, Çolak, Çakır, Yaşar, Köçer, Seviş, Karaman gibi erkek adlariyle; Çiçek, Beyaz, Güzel, Güllü, Turna, Suna, Çeki, Sümbül, Gülsün, Gülçin, Fidan, Sevgili, Hatun, Nazlı, Gülperi, Kumru, Elmas, Şüşe, Tezgül, Akcan, Şeker, Sevdalı, Meral, Gazal gibi eski Türk kadınları adları pek çoktur. Cumhuriyet devrinden sonra doğanlar yüzde doksan öz Türkçe adlarla adlanmışlardır.